STEM MAKER Nedir? Öğrencilerimiz Anlatıyor...

 

 

STEM Sizin için " Science, Technology, Engineering, Mathematics " kelimelerinin baş harflerinden oluşan disiplinler arası etkileşim olabilir. Benim içinse mucitliği, bir şeyler üretmeyi ifade ediyor. Burada kodlama, arduino ve robot teknolojilerini konuşup gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

STEM’in amacı bizi sıkmak ve kalıplara sokmak değil. Bizlere sınırlar, yasaklar koymuyor. Zihnimi özgür bırakıyor. En çok da bunu seviyorum.

Atölye çalışmaları yaparken teknolojik her şey serbest. Telefon, bilgisayar, tablet, internet... Nasıl olur da böyle bir ortamda çalışma yapılabilir dediğinizi duyar gibiyim. Tabi biz açıp oyun oynamıyoruz ya da birbirimizin dikkatini dağıtmıyoruz. Nerede, nasıl, ne yapmamız gerektiğini biliyoruz.

Bilgiden daha önemli bir şey varsa o da hayal gücüdür diyen öğretmenlerimiz var. STEM Kulübü, hayal ettiklerimi gerçeğe dönüştürme fırsatı bulduğum yer; Bilmeyen insanların sihir sandığı şeylerin bilimsel açıklamalarını gördüğüm, yapılamaz sanılanların ne kadar kolay olduğunu öğrendiğim yer.

Sonuç odaklı çalışıp problemleri çözdüğüm, bir hafta bilgisayar mühendisi bir hafta inşaat mühendisi bazen bir tasarımcı bazen animasyon yapan biri bazen tarladaki ziraat mühendisi olduğum yer benim için STEM. Belki sizin gözünüzde küçüğüz ama benim hayallerim büyük ve bunları yapabileceğimi biliyorum. Burada yaptıklarımız, belki yıllar sonra yapacağımız icatların temeli olur. STEM Atölyesinden çok sayıda bilim insanı çıkacağına inanıyorum.

                                                                                                                                                           Arda Uzer

                                                                               

Ben ST Kolej STEM Atölyesi Başkan Yardımcısı Tuana Tarı. Öncelikle size bilimle nasıl tanıştığımı anlatmak istiyorum. Ben çok küçük yaştan beri bilgisayar, tablet, telefon ve medya gibi birçok şeyle uğraştım. Fakat bilimin bu kadar sonsuz olduğunu bilmiyordum. Daha doğrusu bilimi ve teknolojiyi kendi ellerimle geliştirebileceğimi ve büyütebileceğimi bilmiyordum. Sadece tüketmek hoşuma gitmiyordu ama nasıl üretebilirim bilmiyordum. Bir sürü alternatifim olduğunu görünce yaşadığım his harikaydı. Bazen başka arkadaşlarımın fen bilimlerini sevmediğini, korktuğunu duyunca şaşırıyorum çünkü bizim okulda böyle bir şey mümkün değil. Öğretmenlerim sadece bana değil bütün okula bilimi nasıl geliştirebileceğimizi öğretti. Bu yüzden fen sınavlarında başarısız olmak da imkansız. Tek gereken şey istediğimizi elde etmek için çalışmak ve mücadele etmek. Öğretmenimin bana gösterdiği gibi ben de çevremde insanlara neler neler yapabileceğimizi sabırla, teker teker anlatıyorum. Şimdiden ben de başkalarının hayatlarına olumlu şeyler katabildiğimi düşünüyorum. Bu aslında bir insanın başarabileceği en büyük şey.

                                                                                                                                                   Tuana Tarı 

 

ST KOLEJ FEN FEST

2017'de ikincisini düzenleyeceğimiz Fen Fest etkinliğimizin ilkinde bilime dair yıl içerisinde yaptığımız birçok çalışmayı sergileme fırsatı bulduk. Çerçöpten bilim, Tesla bobini, Obleck havuzu, güneş enerjisi ile çalışan robot Enver, gemiler, böcekler, roketler, patlayan yanardağlar, manyetik slime, eğlenceli deneyler, makey makey go, hologram evi ve daha birçok projeyle hem çok eğlenmiştik, hem gelenlere çok şey öğrettik hem de çok şaşırtmıştık.

Bizim en büyük farkımız projelerin gerçekten tamamını kendimiz yapmış olmamızdır.

En çok ilgi çekenler şaka mısırı, makey makey go ve hologram evi olmuştu. Şaka mısırını herkes normal patlamış mısır sanmıştı; görüntüsü de öyleydi fakat biz o mısırları farklı şekilde patlatmıştık. Görünüşte beyaz görünen mısırlar yediğiniz zaman ağzınızda kırmızı, mavi renkler bırakıyordu. Bu şekilde herkesi şakaladık.

Makey makey go ise elinizde olan eşyalarla yapabileceğiniz bir oyun yapma kiti. Örneğin; normal bir Mario oyunu klavye ile oynarken, makey makey go ile bu oyunu elma, muz gibi meyvelerle oynayabiliyorsunuz. Tabi geçen yılki festivale gelmediyseniz “Nasıl yani?” diye şaşırdınız şu anda. İşte biz de bu kiti Fen Fest'te kullandık ve açıkladık. Bu da herkesin ilgisini çekti. Makey makey go ile birçok daha farklı şekilde eğlenebilirsiniz.

Son olarak hologram evinden bahsedeyim. 3 boyutlu görsel bilginin lazer teknolojisiyle kaydedilmesi, depolanması ve hareket efektinin kazandırılarak çok boyutlu ortama aktarılması sonuncu elde ettiğimiz verileri karanlık olacak şekilde tasarladığımız evin içerisinde gösterime sunduk. Hologram teknolojisi sandığınız kadar zor değil. Yakın gelecekte telefonla görüntülü konuşmak bile eskimiş olacak. Hologram teknolojisiyle, karşılıklı oturuyormuş gibi uzaktan da üç boyutlu görüşebileceğiz. Ben bunu programlarım.

Bu anlattığım ilk Fen Fest’ten yalnızca bir yıl sonra yaptığımız projelerde bile o kadar geliştik ve değiştik ki şaşırıp yabancı kalmamak için sıradaki etkinliğimize mutlaka uğrayın. Görüşmek üzere…

                                                                                                                                                                Berke Çıkvidaş

                                                                       HAYALİMDEKİ ROBOT

Robotlar, canlıların işlevlerini ve davranışlarını taklit edebilen, fiziksel yeteneklere ve yapay zekâya sahip, disiplinler arası ögeler içeren cisimlerdir. Ama çok büyük hızla hayatımızın içine girmeye başladılar. Belki duymamışsınızdır ama artık laboratuvardan kaçmaya çalışan robotlar bile oluyor. Haziran 2016’da Rusya’da bir robot üretildiği yerden kaçtı ve onu şarjı bitene kadar yakalayamadılar. Bu yüzden bence temel robot yasaları olmalı. Ben birazdan detaylı anlatacağım gibi, okulda öğrendiklerimi geliştirip kendi robotumu yaptım. Ve robotum için bu yasaları oluşturdum. Bunlar:

  • 0- Bir robot insanlığa zarar veremez veya hareketsiz kalarak insanlığın zarar görmesine izin veremez.
  • 1- Bir robot, 0. kuralla çelişmediği sürece, hiçbir şekilde insanoğluna zarar veremez.
  • 2- Bir robot, 0. ve 1. kurallarla çelişmediği sürece, kendisine insanlar tarafından verilen komutlara itaat etmek zorundadır.
  • 3- Bir robot, 0. 1. ve 2. kurallarla çelişmediği sürece, kendi varlığını korumak zorundadır.

Robotlar, şu an çok merak uyandıran cisimler. Şu ana kadar yapılmış çok robot türü var. Mesela mutfak robotları, ev aletleri bunların en basitleridir. Ya da daha gelişmiş futbolcu, savaşçı, oyuncu robotlar var.

Bir gün öğretmenimiz her çocuğun hayalinde bir robot vardır. Benim de sizin yaşlarınızdayken vardı diye başlayarak hayalini anlattı. Sonra bizlerden hayalimizdeki robotu çizmemizi, özelliklerini yazıp tanıtmamızı istedi. İşte o zaman ROBOKOP 43 ortaya çıktı. Robokop 43 benim hayalimdeki robot. O, engelli çocukların yanında bulunacak ve onların işlerini kolaylaştırmaya yardımcı olacak, bazen de eğlenmesini sağlayacak. Ve ben hayal etmekle kalmadım çalışmalara başladım.

Robotumun başlıca özelliği dayanıklı olmasıdır. Bu sayede robot düştüğü zaman kırılmayacak ve ömrü daha uzun olacak. Robotun ikinci özelliği eklem yerlerinin hepsinin oynaması olacaktır. Hem istediğim hareketi yapacak hem de hızlı koşabilecektir. Robotumun dayanıklı olması için tasarımı aşamasında babamdan yardım aldım. Robotun en önemli özelliği ise sistemidir. Çünkü bir sistem olmazsa bu dediklerim olmayacaktır. Sistemi çok kaliteli yapmak isterim çünkü kaliteli olmazsa 2 yıl sonra mutlaka devreler yanacaktır. Sistemi arduino kart ile yöneteceğim, hareketini komutlar ile kodlayacağım. Diğer gereklilik de kabloları doğru bağlamak ve Robokop 43 ile iletişim kurabilmektir. İletişim kurmak için wifi modülü kullanacağım. Böylece Robokop 43 ile kolay iletişim kurup onu yönetebileceğim.

Bu da benim robotum işte. Tasarımı yaptım kendisi hazır. Şu an yürüme işlemini yapıyor. Arkadaşlarım, öğretmenlerim tanıştı. Artık sadece farklı özellikler kazandırmak kaldı. Umarım tam hayalimdeki hale getirebilirim ve engelli çocukların hayatı kolaylaşır. Özellikleri geliştikçe robot yasalarıma uyması gerektiğini de kodlayacağım ve güvenli şekilde amacına hizmet edecek.

                                                                                                                                                                  Oğuzhan Tekin

 

BİZ TEKNOLOJİYİ VERİMLİ KULLANNIYORUZ YA SİZ?

Hayatınızın her anında karşınıza çıkan teknolojik cihazlar artık ayrılmaz bir parçanız haline geldi. Siz veliler, öğretmenler bile bu haldeyken biz bu teknolojinin zaten içine doğduk, düşünün! Cep telefonsuz bir hayat ve bilgisayarsız bir dünya düşünmemiz tabi ki mümkün değil.  Bir de itiraf edelim, en son çıkanını alma modası başladı… Ama alınan cihazın özelliklerini kullanmayı bile bilmeden. Hal böyle olunca hayatımızın merkezi halindeki bu cihazlarla olan iletişimimize de sorgulamamız gerektiğinin farkındayız.

Birçok marka teknolojik alet üretmesine rağmen insanlar bunlarla yetinmeyip daha fazlasını istiyor. Alexander Graham Bell’in telefonu icat ederkenki amacı insanların içinde şeker kırmaca oynamak olması değildi; burası kesin. Belki hayal edemeyeceği güzel gelişmeler de oldu tabii ama amacı insanların işini kolaylaştırmakken şimdilerde kullanımı faydası kadar, insanların zamanlarını çalmak da oldu. Biz zaman öldürmek için kullanmasak da tanıdıklarımızın bize bu yollardan ulaşıp zamanımızı öldürmesinin önüne geçemiyoruz.

Biz de madem bu sistemin içindeyiz bari bu cihazları kendi yararımıza kullanma yolu bulalım dedik. Önümüze konanla yetinmedik kafaları çalıştırmaya başladık. Tabi kafalar çalışınca karıştı ama karıştıkça da çalıştı. En önemli üç maddeye indirgedik günlük teknolojiyi. Öncelikle bilgi edinme konusunda muhteşem bir kolaylık sağlıyor. İkinci olarak yeni eğlence alanları sağlıyor. Ayrıca da hayatımıza çoğu açıdan konfor getiriyor. İlk maddemiz konusunda, internette doğru araştırma yapmayı, bilgi kirliliğinde kaybolmamayı bilmek gerek. İkinci madde zaman kaybı yaratmamalı, doğru değerlendirilmeli ama bizim için daha da önemli olan: özgün olmalı! Canım sıkıldıysa neden başkasının kurguladığı bir oyunu oynayayım. Kendi oyunumuzu kendimiz kurgulayabilir, kendi animasyonumuzu tasarlayabiliriz. Son olarak bir üst boyuta geçersek de, günlük hayatta bir eksiklik mi hissettik? İhtiyacımız olan teknolojiyi yaratabiliriz. Bu mantıkla yola çıkıp okulda öğrendiklerimizle kendi mobil uygulamamızı ürettik.

Önemsiz, küçük bir kahve makinasını, sesli komutlarla yönetebileceğimiz wifi modülü ile çalışan son model muhteşem bir kahve makinesine dönüştürdük. Gereken malzemeler: teknolojinin basit faydalı gereçleri ve aklımız. Misafirle otururken telefona söylüyoruz, mutfakta makinemiz kahveyi hazırlıyor. Bizde daha fikirler çok…

Neden başkalarının hayal edip yaptıklarıyla yetinelim? Kendi düşüncelerimizi gerçeğe döküyoruz. Biz verimli kullandığımız sürece de “Neden elinde telefon var bakayım?” demeyin; yasaklar getirmeyin. Sonuçta bilgisayarda veya telefonda yapamadığınız bir şey olduğu zaman siz de çocuğunuza ya da torununuza soruyorsunuz. Yani sizin için de çalışıyoruz ;)

                                                                                                                  Irmak Argan & Naz Delen


Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest Addthis